Bir zamanlar katırcılık yapan bir adam varmış.Bu adamın pek çok katırı olup,onlarla şehirden şehire yük taşırmış.Bir gün,tacirlerin başı ve çok iyi ahlâklı bir hocanın yüklerini taşımak için o hoca ile anlaşmış,beraber yola çıkmışlar.Katırcı yüklerin altın olduğunu görünce niyetini bozup,müşterisini öldürmeyi tasarlamış.Kendisini ıssız bir vadiye götürdüğünü gören hoca,onun bu melun fikrini sezmiş.--Ey oğul!..Esenlikle çıktık sağ salim yerimize varalım,gel kalbindeki kötü niyeti at,şeytanın iğvasına uyma,demiş.Ama adam öldürmekte kararlı.Hoca malının dörte birini vermeyi teklif etmiş ama haris adam malın hepsini istemiş.Hoca tek canımı bağışla hepsi senin olsun der.Adam davacı olursun,seni öldürmem lâzım demiş.Hoca son çare olarak,gözleri mal hırsı ile dönen bu adama son bir teklifte bulunmuş:Bende bir sürme var,onu kimin gözüne sürersem gözünün perdesi kalkıp gizli defineleri görür.O definelerden istediğin kadar alırsın ,beni de bırakırsın der.Buna razı olan katırcı,hocaya sür bakalım sürmeyi ,eğer dediğin doğru ise elbet seni bırakırım,cevabını vermiş.Ermiş kişilerden olan hoca,adamın sağ gözüne sürmeyi çeker çekmez ona birçok define görünmüş.Fakat o harisin gözü bununla da doymayarak;--Sol gözüme de sür,onunla da başka defineler göreyim,demiş.Hoca--Etme oğul,bunun günahı fena olur.Sol gözüne bu sürme çekilen kişi kör olur.Bak gençsin,gel bunu yapma,demişse de haris adam--Ya sol gözüme de sürersin,ya da kanını dökerim,diye dayatmış.Hoca;Amma sonra çok boynunu vurdurursun,fayda vermez,demişse de ısrar karşısında mecbur kalmış,sürmeyi çekmiş.sürer sürmezde katırcının gözleri kör olmuş.Bu suretle ettiği kötülüğün karşılığını bulmuş.Hoca yüklerini alarak yürümüş gitmiş,Artık âma olan katırcı ahdetmiş,müstehak olduğu cezayı çekmek üzere kendine her sadaka verene ensesine bir tokat attırır olmuş.Can Peygamberimizin söylediği gibi,onların gözünü bir avuç toprak doyurur.Bu dünya da bize ait tek şey,verdiğimiz sadakalar ve hayırlı evlat,gerisi hiç bizim değil!.......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder