Bu Blogda Ara

28 Ocak 2015 Çarşamba

RIZIK İLE İLĞİLİ BİR KISSA

Vaktiyle istanbul'da hasis(cimri) bir adam yaşardı.Karun kadar zenğin olduğu halde ne bir başkası için ne de kendi için on para harcamaya kıyamazdı.Cebinden para çıkarırken elleri titrerdi.Aslında sanırdınız ki,bunca servet kendinin değildi,şeytan onları zaptetmişti.Hasis adam servetinin sadece bekçisi idi.Bütün cimriler gibi topladıkları serveti mirasçıları için topluyordu.Bu hasis kişi bir gün rüyasında altınlarından bir kısmını Mısır'a gidip cömertliği dillere destan olan toptan kahve taciri Hasan'a vermesi gerektiğini yoksa hayatının tehlikeye gireceği ikazını aldı.Büyük bir dehşet içinde uyanan hasis,bir taraftan mallarına kıyamıyor,birtaraftan dacanına da kıyamıyordu.Sonunda mecburen gitmeye karar verdi.Bir taşı zarif şekilde oydurup altınları taşın içine belli olmayacak şekilde yerleştirdi.Yanına bu taşı da alrak Mısır'a giden gemi ile yola çıktı.Şu hasis kişinin haline bakın ki tam Mısır göründügü zaman kalbini istila eden şeytan ona şöyle vesvese vermeye başladı:Bunca malı tanımadığın,hiç yüzünü bile görmediğin Hasan denilen adama vereceğime denize atarım daha iyi.Böylece altınlarım ne ona,ne de bana yarar.Nitekim dediği gibi de yaptı,altınla dolu taşı denize attı.Şu İlahi hikmete bakın ki,tam o anda kopan bir fırtına ile gemi bilinmeyen yerlere doğru sürüklendi.Bir süre sonra da aynı noktaya yine Mısır'a gitmekte olan başka bir gemi geldi.Bu nokta haris adamın taşı attığı yerdi.Muhalif esen rüzğar yüzünden kaptan demir atmak zorunda kaldı,demirlerin arasınada haris adamın attığı zarif taş takıldı.demirler çekildiğinde o taş da güverteye çıkarıldı.Bu zarif taşı kaptana verildi,kaptan da bu taşı sevdiği birine vermeyi düşündü.Meğer kahve taciri Hasan bu gemi personelinin çok sevip,saydıkları,kahve aldıkları kişiymiş.Ve o zarif taşı Hasan'a hediye ederler,Hasan'da taşı vitrinine koyar.Hasis adamın gemiside bir süre sonra Mısır'a gelir,adam buraya kadar gelmişken şu Hasan denilen adamı bir göreyim deyip araya araya onun dükkanın önüne gelince denize attığı taşı vitrinde görür.Cenabı Hakkın işine şaşar kalır.Sonunda dükkana girip Hasan'a herşeyi anlatır.BU FANİ DÜNYADA BİR KULA BİR ŞEY NASİP EDİLDİYSE HİÇ KİMSE ENGEL OLAMAZ???Cimri bir insandan bile bu nasip kiminse mutlaka alınır...

27 Ocak 2015 Salı

DÜNYADA HER AN 124.000 VELİ BULUNUR

Hak teala buyurdu:
--Kim benim dostlarımı horlarsa benimle cenk etmiştir.Dervişlik benim zindanımdır.Hastalık benim habsimdir.sevdiğim kulumu o hastalıkla habsederim.
  Kıyamete kadar Allahu Tealanın yeryüzünde 124.000 veli kulu herzaman bulunacaktır.Şu anda da,kıyamete kadar da bu velilerin sayısı 124.000 dir.Rasulullah şöyle buyurdu;
--Hak Tealanın yeryüzünde üçyüz kulu vardır.Gönülleri Adem Aleyhisselamın gönlü gibidir.
  Kırk kulu vardır,gönülleri Musa Aleyhisselamın gönlü gibidir.
  Yedi kulu vardır,onların gönülleri İbrahim Aleyhisselamın gönlü gibidir.
  Üç kulu daha vardır,gönülleri Mikail Aleyhisselamın gönlü gibidir.
  Bir kulu vardır,İsrafil Aleyhisselamın gönlü gibidir,o KUTUPTUR.Kutup ölünce üçlerden birisini onun yerine koyarlar.Yedilerin birini üçlere katarlar.Kırkların birisini yedilere katarlar.Üçyüzlerin birisini kırklara katarlar.Hak Teala yeryüzünü bunlarla saklar.Bunlara tabakat ehli,Abdallar ve Seyyahlar,Evlad veya Kutup derler.Bunlar nerelerde bulunur derseniz;
--Üçyüzler Mısır'da,Kırklar Kudus'te,Yediler Medine'de,Üçler ve Kutup Kabe'dedir.Allah hepsinden razı olsun..
    İbni Abbas peygamberimizde şu hadisi nakletmiş;Peygamber Efendimiz buyurdu--İlim öğrenin ve yazın.Hak Tealanın yedinci kat gökte melekleri vardır.Fakirler ve öğrenenler için istiğfar ederler.Hak Teala ilim öğrenip okuyanlara her harfi için on sevap verir.Her gün bin Kabe tavafının sevabını verir.Bin şehid amelinin sevabını bağışlar.

23 Ocak 2015 Cuma

ALLAHU TEALA CENNETİ İÇİN ARADIĞI BAHANELER KISSA

Mahşer günü zebaniler bir adamı yakalayıp cehenneme götürürlerken hem ah vah edip gözyaşları ile gidecek,hem de sürekli dönüp dönüp arkasına bakacaktır.Cenabı Hak ona şöyle nida buyuracak;Ey asi kul!Sen dünyada işlediğin kötü haline bak,kendi kendine yazık eyledin.Şimdi halin ne olacak?diye soracaktır.Ayrıca Yüce Allah sürekli arkasına bakmış olmasına işaretle:Yoksa birisinden imdat mı bekliyordun?diyecek....O günahkar kul--Ya Rabbelalemin!Senden başka sığınacak kimse yok,bu kara yüzümle sanada yalvarmaya yüzüm yok,ama birde senin sonsuz af ve merhamet deryanı düşündüm belki affın bana da erer umudu ile sık sık dönüp arkama bakardım,diyecek.Cenabı Hak o kulun yalvarmasına karşılık --Sen dünyada iken dini bir vecibeyi öğrenmek için bir alimin yanına varıp bir şeyler öğrendin mi?diye sorar.Günahkar kul şöyle cevap verecek--Ya Rabbelalemin!Hiç ilim öğrenmek isteklisi olmadım,der.Cenabı Hak:Ey kulum!...Hiç olmazsa alimlerle bir ülfetin de olmadı mı?diyecek.Yine isyankar kul:Ey Yüce Rabbim...Böyle bir ilim meclisinde bulunmakda nasip olmadı,diye sızlanacak.Kainatın Yaratıcısı bu kez de--Ya Kulum!Bu sendeki ne cüret?Bu kadar kötü işi nasıl işledin?diyecek.Çaresiz kalan kul--Sana nasıl yalan söylenebilir?Sence herşey malum,belki ben utancımdan yaptıklarımı inkar etmek isterim,fakat buna hiç imkan var mı?Senherşeye alim olan Rabbim bana hepsini söyletirsin.Ayıbım açıklandı,bu divanda utanç içinde kaldım.O zaman Merhametli Rabbimiz--Ey kulum,müsterih ol...Doğruyu söylediğin için sana affım erişti.Ben herşeyin doğrusunu söyleyenleri severim.Ayrıca doğru yolda gidenlerden de çok hoşlanırım.Sana şimdi  şöyle bir sualim var--SEVDİKLERİNDEN BİRİSİ OLSUN DÜNYADA ALİMLERİ SEVMİŞ OLAN BİR KİMSE YOK MU İDİ?Biçare mücrim--Ya Rabbi!..Bir kardeşliğim vardı,o alimleri,ilmi çok severdi.Ben ise ondan ibret alıp ilme rağbet etmek geregini bile akıl edemedim,kendi kendime yazık ettim,diyecek.O zaman Hak Teala--Seni de,yoldaşın olan kardeşliğini de affeyledim,girin cennetime,buyuracak.........

18 Ocak 2015 Pazar

BİR İNSANIN KAÇ TANE MELEĞİ VARDIR?

ALLAH İNDİNDE ÇOK ŞEREFLİ YAZICILAR VARDIR.Kİ ONLAR NE YAPARSANIZ HEPSİNİ BİLİRLER.(İnfitar suresi 11,12.ayet)
Müfessirler şöyle derler:--İnsanların sağında ve solunda melekler vardır.Sağındaki iyilikleri,solundaki kötülükleri yazar.Sağdaki melek,soldakine emreder.Rasulullah Hazretleri buyurdu;
--Sağındaki melek solundakine,bir kişi iyi iş işleyince AMİN der.Bir kişi iyilik etse,iyi iş yapsa bir yerine on yazar.Kötülük yapsa sağdaki soldakine--Yedi saat sabret,belki istiğfar eder diye emir verir.Eğer tövbe etmezse yerine bir yazar.Meleklerin ikisi sabah gelir,ikisi ikindiden sonra gelirler.İnsanların amellerini alırlar göğe giderler.Her insanın yüz altmış meleği vardır.Kiramen-Katibin adlı melekler şahittirler.Ama rahmet meleği hiç yanından ayrılmaz.İbni Abbas Rasul'den naklen şöyle demiştir;
  --Her insanın beş meleği vardır.Biri sağında iyilikleri,biri solunda kötülükleri yazar.Biri daima önünde iyiliğe,hayra kılavuzdur.Biri ardındadır,daima kötülüklerden men eder.Biri alnındadır.Her ne zaman salavat getirse onu yazar ve Rasule onu bildirir.Nakledildiğine göre bir şahıs,Muaz Bin Cebelden nasihat istedi.Muaz Bin Cebel ağlayıp düştü.Tekrar aklı başına gelince:Ben de Rasulullahtan nasihat istedim.Buyurdu ki,Hak Teala gökleri yaratmazdan evvel yedi melek yarattı,göklerde vazifeli kıldı.Ademogullarından birisi bir başkasının gıybetini yapsa,onun amelini birinci katgöğe iletirler.Oradaki melek:Alın ameleni geri götürün,yüzüne vurun der.Eger dünya ehli ise ikinci gökteki melek reddeder,eger kibirli olursa üçüncü kattaki melek,eğer kendini beğenirse dördüncü kattaki melek,eğer hased ederse  beşinci gökteki melek,eğer insanlara acımazsa altıncı gökteki melek,eğer halkın yanında şeref ve hürmet isterse yedinci gökteki melek geri döndürür.Hak Teala Hazretleri:Siz benim kulumun amelinin bekçilerisiniz.Fakat ben onun nefsini bilirim.O ameli benim için işlemedi,riya ederdi,insanlara saygı gösterirdi,bana göstermezdi.Benim lanetim onun üzerine olsun,buyurur....

14 Ocak 2015 Çarşamba

ÜMMETİNİN HESABINI SEN DAHİ BİLMEYESİN

Kutubul Kulub'de Hz.Peygamberimizin şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
--Kıyamet günü olunca Hak Teala,bütün peygamberlere ümmetleri ile hesap olunacaklarını emreder.Amma--Ey Muhammed!Sen ümmetinle hesap olunma,ben onları hesaptan kurtarırım,buyurur.Hz.Peygamberimiz:
  --Ey Rabbim!Ümmetimin hesabını benim elime ver.Onların kötü fiillerini benden başkası bilmesin,der.Hak Teala Hazretleri:
 --Ey Muhammed!Sen ümmetinin hesabını senden başka kimsenin bilmemesini dilersin.Ben de ümmetinin hesabını sen dahi bilmeyesin,isterim.Onları hesaba çekerim ve affederim.Kıyamet gününde Hak Teala:Bana her durumda şükredenler hani?buyurur.Bir bölük gelir ve onlar hesap edilmeden cennete girerler.Tekrar çağırılır:Hani beni zikredip almadan ve satmadan vazgeçenler?denir.Onlarda hesapsız cennete girerler.Tekrar--Hani halk yatarken geceleri kalkıp ibadet edenler?denir.Onlarda hesapsız cennete girerler.Ondan sonra geri kalan halka hesap olunur.Onlar  şunlardır;
1-Allahu Tealanın bir olduğuna,dogmamış ve doğurulmamış,onun hiç bir şeye ihtiyacı olmadığına,onun eşi ve benzeri olmadığına inananlar.
2-Meleklerine
3-Peyğamberleri ile gönderdiği Zebur,Tevrat,İncil ve Kur'anı Kerime
4-Adem Aleyhisselamdan Hz.Muhammed Aleyhisselama kadar gelen 124.000 peygambere,aralarında ayırım yapmaksızın inananlar
5-Kaderin,hayır ve şerrin Allahtan olduğuna(Enbiya 35)
6-Ölümden sonra dirilmenin,ahiretin hak olduğuna inananlar Ümmeti Muhammed vel Cemaatındandır.


35-Her canli, ölümü tadar Bir deneme olarak sizi hayirla da, serle de imtihan ederiz Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz (

12 Ocak 2015 Pazartesi

DUA İLE İLĞİLİ KISSA

DUA HER ZAMAN MENZİLİNE ULAŞIR
  Firavun ,yine bir gün kendisini imana davet eden Kelimullaha:Senin bu tacizlerinden bıktım,artık bu kavğaya son vermeye kararlıyım.Sana şöyle bir teklifim var.Sabahleyin Nil'e varacağız,sen Nil'in akan sularına dur diyeceksin.Eğer sular akmaz durur ise ben senin dinine gireceğim.Ben ise sulara,dön yukarıya ak emrini vereceğim,tersine akarsa o zaman sen beni artık tanrı tanıyacaksın,dedi.Musa Kelimullah da bu teklifi kabul etti.Bu anlaşma herkese duyuruldu.İblis Firavuna akıl öğretti.Cenabı Hakka ağlayarak sürekli yalvarırsa duasını kabul buyuracağını anlattı.Firavunda aldığı derse uyarak,kendini sakalından asıp sabahlara  kadar gözyaşları içinde Alemlerin Rabbine yalvardı.Dünyaya ait senden ne istedimse verdin,senden son bir ricam daha var.Yarın şu Musa'ya karşı beni utandırma,dedi.Gör bak ki hikmetinden sual olunmayan Cenabı Hak Cebrail Aleyhisselamı insan şeklinde Firavuna gönderdi.Ona --Ey ulu hünkar,sizden bir ricam var.Benim bunca nimetimi gördügü halde bana asi olan bir kölem var,yarın bunu Nil'de boğmak istiyorum.Ancak senin iznin olmazsa onun katili olurum,bana böyle bir kulun Nil'de boğulmasının caiz olduğuna dair ferman ver,diye yalvardı.Fermanda,Mevlasına asi kulun cezası sulara gark olmaktır,diye yazılacaktı.Firavun,davacıya bugün çok telaşlıyım yarın gel,dedi ise de Cebrailin çok ısrarı üzerine fermanı imzaladı.Bilmeyerek kendi ölüm fermanını imzaladı.Firavun sabaha kadar dua ederken,Musa Kelimullah nebiliğine güvenerek,Cenabı Hakka yalvarmayıp ,yattı uyudu.Sabah olunca bütün halk,firavun ve Musa Aleyhisselam Nil'in kenarında toplandı.Evvela Hz.Musa Nil sularına akma,dur dediysede sular akmaya devam etti.Hz.Musa ve inananlar şaşa kaldılar.Bu defa Firavun sulara aşağıdan yukarı ak,dedi.Ve sular dediği gibi yukarı akmaya başladı.Hz.Musa bunun hikmetini Cenabı Hakka sordu,bir hitap işitti.--Ya Musa!Ben Rabbülaleminim,herkesin Rabbiyim,benden isteyen,yalvaran kulumu severim,ben isteyene veririm.Firavun benden istedi,sen benden birşey istemedin!....Firavunun dünyalık son isteğini yerine getirdim,buyurdu.

9 Ocak 2015 Cuma

ÖLÜM ANIVE AZRAİL ALEYHİSSELAM

Azrailin dört yüzü vardır.Bir yüzü ateştendir,bu yüzü ile kafirlerin ruhunu alır.Bir yüzü karanlıktandır,bu yüzü ile münafıkların ruhlarını alır.Bir yüzü ettendir,bununla müminlerin ruhlarını alır.Bir yüzü nurdandır,bununla Peyğamberlerin ve sıddıkların,Allahın yakın dostlarının canlarını alır.Muaz Bin Cebel der ki:Azrailin bir mızrağı vardır,uzunluğu şark ile garb arası kadardır.Onunla vurur ve eceli gelen kimsenin canını alır,eğer iyi bir insan ise--Ey hakikate ermiş ruh,gel çık!Allahu Tealanın lutfu ve cennetin nimetleri senindir,der.Böylece o canı alır,Allahu Tealanın huzuruna götürürler,İlahi huzurda secde eder.Ondan sonra Hak Teala Mikaile:Bu kimseyi mümin ruhların içine ilet,götür ve kabrini geniş,rahat eyle,hatta yetmiş arşın olsun.Eğer sinesinde Kur'an varsa onun nuru ona yeter.Eğer Kur'an yoksa La ilahe illellah Muhammedün Rasullullah dediği için alnında güneş gibi nur parlasın,Firdevs cennetinde uyur gibi uyusun,buyurur.Rasul Aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
 --Kabir azabı üç şeyden olur.Biri başkasına iftira atmaktan,biri söz taşımaktan,biri de bedenine değen ve yıkanmayan idrardan dolayı meydana gelir.
  Yine sahih hadislerde,bir kimsenin ruhu çıktığı zaman,o kimsenin gözü bedeninden ayrılan ruhu ardınca baka kalır.Gözlerindeki perde kalktığı için melekleri,cenneti ve cehennemi görür.Ölüyü götürdükleri zaman ruhu tabutu üzerine gelip--Ey ailem ve çocuklarım!Dünya benimle oynadığı gibi sizinle oynamasın.Ben malı helalden ve haramdan topladım,size bırakıp gittim.Hesabını ben vereceğim,benim gibi olmayın,der.Hz.Aişe Validemiz şöyle bir rivayette bulunmuştur;
  --Rasulullah Hazretleri buyurdu ki:Kim Allah Teala Hazretlerine kavuşmayı severse,Cenabı Hak da onu sever.
Kaynak:Envarul Aşıkın

8 Ocak 2015 Perşembe

YEMİN VALLAHİ,BİLLAHİ VE TALLAHİ'DİR

Yemin,kuvvet demektir.Sözün,niyetin,bir işi yapmak veya yapmamak arzusunun kuvvetli olduğunu gösterir.Yemin yerine,half ve kasem kelimeleride kullanılabilir.Yemin üç çeşit olur:
1-GAMUS:Günaha ve cehenneme sokucu yemindir.Geçmişteki birşey için,bile bile yalan söyliyerek yemin etmektir.Büyük günahtır.Pişman olunca tövbe,istiğfar edilir.Keffaret verilmez.
2-MÜNAKIDE:İleride yapacağım veya yapmayacağım diyerek söylenen yemindir.Bu da üç çeşittir.Üçünde de yemini bozunca,keffaret vermek lazımdır.Yemin bozmadan önce keffaret verilmez.
a)Zaman bildirilmez.Ahmedi döveceğim diye yemin edince,ikisi de sağ kaldıkça döğmezse,yemin bozulmaz.Biri ölünce bozulur.Çünkü yapacağım diye yemin edince,o işi yapması ölünceye kadar vacip olmaz.Dövmiyeceğim diye yemin ederse,ölünceye kadar dövmezse ,sonsuz olarak bozulmaz.Çünkü yapmaması hemen vacip olur.Bir kere döverse ,bozulur.Keffaret verir ve yemin biter,bir daha döverse keffaret vermez.
b)Zaman bildirilendir.Zamanı gelmeden bozarsa keffaret lazım olur.Zamanı gelmeden önce ölürse yemin bozulmaz.
c)Şarta bağlanan yemindir.
3)Lagv(boş yere)yemindir.Geçmiş bir şey için zan ile,yanlış yemin etmekdir.Günahda,keffaret de yokdur.YEMİN YALNIZ ALLAHU TEALANIN İSİMLERİ İLE YAPILIR.Kuranı Kerim,Peygamber Aleyhisselamın,Kabenin,namus,şeref,canın,çocuk veya eşin başı üzerine yemin edilmez.Valla,billa,talla diyede yemin olmaz,sonundaki Hİ harfini mutlaka söylemek gerekir.Yani VALLAHİ!BİLLAHİ!TALLAHİ demek yemin olur.
      Yemin ederken İNŞAALLAH(Allah dilerse) derse yemin olmaz.Yemin keffareti için,bir köle azad eder veya on fakire yiyecek,giyecek verir,ona da gücü yetmezse üç gün art arta oruç tutar.

6 Ocak 2015 Salı

Ben hiç bir yere sığmam,mümin kulumun kalbine sığarım

Mümin kulumun kalbi deyince:Veliler de,nebiler de,avam da müslüman sıfatında.Ama veliler avamdan seçilmiş.Alimlerde bir esrar var ki,alim olmayanlar bilmiyorlar.Okumuş oldukları kitaplardan onlar Hakkı daha iyi biliyorlar.Amentünün şartlarını biz inanarak biliyoruz.Ama bir insanın ibadeti olmazsa,bu şartlara inandım demesi yalancılıktır,inanıyorsa yaşasın,yaşamıyorsa demek ki inanamıyor.Hayır ve şer Allahtan gelir,buna inandınsa,Ahmet seni dövdü,Mehmet seni sevdi.Ahmedin dövmesini Ahmetten bilmezsen,Mehmedin sevmesini Mehmedden bilmezsen,hayır ve şerrin Allahtan olduğunu hakkel yakın inandın demektir.
   Abbasi Halifesi Harun Reşitin kardeşi Behlül varmış.Bazıları ona akıllı manasında Behlüldane,anlamayanlar deli manasında Behlüldivane derlermiş.Çocuklar bununla alay ediyorlar.Birgün çocuklar Behlüle taş atıp başını kırmışlar.Kan akaraktan gidiyormuş.Rastlayan birisi sormuş.--Başını kim yardı?Hiç ses vermemiş.Başkası sormuş ona da söylememiş.--Behlül açmısın demiş?Aç olduğunu işaret etmiş.Götürüp çorba içirmiş.Oradan çorba içip giderken üçüncü rastlayan adam soruyor.--Behlül başını kim kırdı?Behlül cevap veriyor:Çorbayı içiren başımı kırdı.Çorbayı kim içirdi?--Başımı kıran çorbayı içirdi,diyor.Bunu halk anlayamıyor.Ama vebil kaderi hayrıhi ve şerrihi fermanını hakkel yakin gören o imiş.
       --Ne yapıyor?Başını kırandan bilmiyor.Allah kırdırdı diyor.Çorbayı içirenden bilmiyor.Allah içirdi,diyor.Şu halde biz hayır ve şerrin Allahtan olduğunu bir türlü kalbimize indiremiyoruz.Bunu becerebilsek bizi zem edenle,meth eden bir olur.Bize iyilik yapanla,kötülük yapan bir olur.
        Bu öyle büyük bir nimet ki Allahu Teala hepimize nasip etsin,bu nimete erenenin kalbinde hiç hüzün olmaz Allah ondan razı,o da Allahtan razı.Ne mutlu bu bahtiyarlığa erenlere.....
     KAYNAK:ABDURRAHİM REYHAN-GÜLDEN BÜLBÜLLERE

ŞÜKÜR ETMEK HERKESE NASİP OLMAZ

Süphesiz Rabbin, insanlara karsi lütuf sahibidir; fakat insanlarin çogu sükretmezler(NEML73)

Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarindan, saglarindan, sollarindan sokulacagim ve sen, onlarin çoklarini sükredenlerden bulmayacaksin!" dedi (şeytan)(ARAF/17)
 KISSA:
Beni İsrail(israil oğulları)zamanında bir gemi ile yolculuk yapan yolcular arasında hamile bir kadın vardı.Kopan bir fırtına sonucu gemi battı,bir tek bu hamile kadın,tahta üstünde dalğalarla boğuşarak ıssız bir adaya çıkmayı başardı.Kısa bir süre sonra da bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi.Bu çocuğun kaderde yetim büyümesi takdir edilmiş ki,kadın öldü.Kadının ruhunu alan Ulu Mevla,Cebrail Aleyhisselamı da oğlanın büyümesi temininde görevlendirdi.Hak Teala,Cebrail Aleyhisselama:Git anasının memesini o masumun ağzına koy.Ben onun anasını alarak öksüz bıraktım,fakat onu gurbet ellerde böyle sabi iken de yalnız ve yardımsız da koymam,her işi ile sen ilgileneceksin,der.Ve emri ilahi gereği kadının sağ tarafı çürümediğinden çocuk anasının memesini emerek büyüdü.Aklı erer olunca da aklını kullanıp Halikini buldu,80 sene hiç günah işlemeden devamlı ibadet etti,ama hiç şükrü yoktu.Ona hatiften şöyle bir nida gelir:Ey kulum!Benim fazlım ile mi,yoksa senin amelinle mi seni cennete koyayım?İbadetine çok güvenen adam benim amelimle koy,der.Cenabı Hak:
  --Kullarıma ibadet karşılığı cennet yoktur,ancak benim lutfum kulları cennete kavuşturur.Bunca senelik ibadetin bir gözünün şükrü bile olamaz.İbadet olsa olsa bir kulu cehennem azabından korur,kul ancak benim fazlımla cennete girer.Bu itibarla senin cennetime girmeğe hakkın yoktur.Cennetimden de,azabımdan da uzak ol.Arafatta kal.Araf ehli aynı dünya ehli gibi ekip,biçip,döğerler,ellerinin emekleri ile geçinirler,buyurup o kulu mahcup vaziyette Arafat gönderecektir.

3 Ocak 2015 Cumartesi

HASTA ZİYARETİ VE TAZİYEDE EDEP







Hz. Enes radıyallahu anhu rivayetiyle gelen bir hadis-i şerifte ise: “Hastayı ziyaret edin, ziyareti kısa kesin. Ağır hastaya ziyaret yapılmaz. Ziyaret, üç gün sonra yapılır. En iyi ziyaret, (hastanın) yanında en az durulan ziyarettir. Taziye ise bir keredir.” buyurulmuştur. (Deylemi, Ramuzü’l –Ehadis.) 
       Naif İslam dinimizdeki edebe bakarmısınız?Hastayı üç gün sonra ziyaret etmemizi isterken taziyeyi (başsağlığını) ilk üç günde yapmamızı,üç günden sonra yapılan taziyeler kişiyi üzeceği için mekruh sayılmıştır.
       ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH VE MELEKLERİ   O  NEBİ'YE SÜREKLİ SALAT ETMEKTEDİRLER?
EY İMAN ETMİŞ OLAN KİMSELER!SİZ DE ONA SALAT EDİN VE TAM BİR SELAMLAMAKLA SELAM VERİN.(Ahzab suresi:56)
         NOT:Buradaki salat DUA manasındadır.Allahu teala ve melekleri HZ.Peyğamber Efendimize salat ediyorlarsa ,biz kulların salavat getirmesinin ne kadar değerli bir amel olduğunu idrak etmemiz bu ayeti kerimeden anlayabiliriz!...

1 Ocak 2015 Perşembe

CİNLER HAKKINDA BİLĞİ

     Cinler,havadan ve ateşten yaratılmışlardır.Ateş iki kısımdır,biri zulmani,ikincisi nuranidir,ikiside görünmez.Zulmani olandan cin,nurani olandan ise melekler yaratılmıştır.İnsanlar,topraktan yaratıldığı halde nasıl ete,kemiğe büründüysek,meleklerde ve cinde alev şekli değişerek,onlara mahsus latif,her şekle dönebilen bir hale gelmiştir.Cin veya farsçada adı peri olan cisimler ile meleklekler  yaratılış bakımından birbirine yakındır                                                                                                              Melekler kıymetli,muhteremdir.Cin,hakirdir,kıymetsizdir.Melekde,nur(ışık)kısmı,cinde ise,alev maddesi fazladır.Elbette nur,zulmetten üstündür.Meleklerin cinnilere yakınlığı,insanın hayvana yakınlığı gibidir.İnsanların üstün olanları ,melekten kıymetli,cin de hayvandan kıymetlidir.Cinlerinde müslüman,kafir ve fasıkları vardır.Cinlerden peygamber gelmediği gibi,dinde de insanlar kadar olgunlaşamazlar,bunun için insanların onlardan korkmalarından çok hoşlanırlar.Cinlerde Allahu Tealaya ibadetle emrolunmuşlardır,cennet ve cehennemle cezalandırılacakları ayetle sabittir.(Zariyat suresi 56.ayet)Cinlerde ,erkek ve dişi olur,üremeleri ise gaz iledir.Onların da evlenmeleri,evleri,yemeleri,içmeleri,üremeleri ve ölmeleri vardır.Cinnin ölümü yerde gaip olmaktır.İhtiyarları gençleşmeyince ölmez.Ölecekleri zaman,çocukluk haline döner ve yerde gaip olurlar.Cin üç sınıftır:Bir bölüğü yılan ve köpek şeklinde yeryüzünde yürürler,bir bölüğü havada uçarlar,bir bölüğü ibadet ederler.Cinler ateş ve havadan yaratıldıklarından çok latiftirler,insan bunlara hafif çarpsa,hemen ölürler.!Sabun köpüğünden,ekmek kırıntısından,sudan bile ölürler.Çok kinli ve kibirli oldukları içinde ölüme sebep olanı bırakmazlar.Özellikle akşam ezanından sonra dışarıya sofrabezi su,siğara külü atmamalı,zorunlu kalırsak da mutlaka euzu besmele çekip atmalı.Daha çok çöplüklerde,eşiklerde bulunurlar,insanlardan korkar ve itaat ederler.Şerlerinden korunmak için Ayetel Kürsi,Felak ve Nas surelerini devamlı okumalıyız.