Melaike-i Kiramın efdallerinden olan Cibril-i Eminin binaltı yüz kanadı vardır.Yüce Allahtan izni alan bu ulu melek kanatlarını açtı,bir de baktı ki doğu ile batı hep kendi kanatları ile doldu.O anda melaike-i kiramdan olmasına rağmen tefahüre(kendini begenme hissine) kapıldı:Bu melekler içinde benden büyük yok,dedi.Hatiften bir seda kendisine;
--Ya Cebrail bu azametle yürü,cennetin sağındaki kapıya var,bak orada ne garip şeyler göreceksin,buyuruldu.Cebrail Aleyhisselam emir olunan kapıya vardı.Kapıda öyle büyük ve heybetli bir melek durmakta idi ki,şaşırdı.O kapıdaki meleğe hitaben;
--Ceabı Hakkın emri ile bu illere geldim,dedi.Kendisine ,büyüğümüze haber verelim,denildi.İçeriden izin gelince Hz.Cebrail o kadar büyük bir melegin huzuruna kabul edildi ki,hayretten dona kaldı.Şimdiye kadar o büyüklükte bir meleğe rastlamamıştı..Hz.Cibril Hak Tealanın selamı var,dedi.Ancak bu sözü duyamayan heybetli melek,tuttuğu gibi Cebraili elinin içine aldı ve kaldırıp kulağına yanaştırdı.Şimdi ne diyorsun,söyle,dedi.
Cebrail,o meleğin kulağının içine girerek,Cenabı Hakkın selamı var,diye söze başladı.Cenabı Hakkın ismi celalini duyunca tazimle ayağa kalktı.Elinin içinde duran Cibrili Emine bakarak;
--Meğer Allahu Tealanın ne küçük mahlukları varmış,dedi.Bu işteki nükteyi anlayan Hz.Cibril gam ve pişmanlık içinde demin ki övünmesinin bu elim mahcubiyete sebep olduğunu anladı:
-- Ya Rabbi!Bin kere tövbe olsun.Estağfirullahhülaziym.Bilmeden bir hata işledim.Bu kulunu af,sen eşsiz padişahın şanındandır.Ben zayıf,sen güçlüsün.Bu zayıf kulunu kapından ayırma ,diye yalvardı.
Rahim olan Hüda,bu niyazı derğahı izzetinde kabul gördü.
Ey kardeş!Bundan ibret al.Bir kul nice büyük hata eylese,içten pişman olup,Affet YA RABBİ derse,bu özrü kabul edilir.Hak Tealaya yakın olur.O günah hayra tebdil olur......
--Ya Cebrail bu azametle yürü,cennetin sağındaki kapıya var,bak orada ne garip şeyler göreceksin,buyuruldu.Cebrail Aleyhisselam emir olunan kapıya vardı.Kapıda öyle büyük ve heybetli bir melek durmakta idi ki,şaşırdı.O kapıdaki meleğe hitaben;
--Ceabı Hakkın emri ile bu illere geldim,dedi.Kendisine ,büyüğümüze haber verelim,denildi.İçeriden izin gelince Hz.Cebrail o kadar büyük bir melegin huzuruna kabul edildi ki,hayretten dona kaldı.Şimdiye kadar o büyüklükte bir meleğe rastlamamıştı..Hz.Cibril Hak Tealanın selamı var,dedi.Ancak bu sözü duyamayan heybetli melek,tuttuğu gibi Cebraili elinin içine aldı ve kaldırıp kulağına yanaştırdı.Şimdi ne diyorsun,söyle,dedi.
Cebrail,o meleğin kulağının içine girerek,Cenabı Hakkın selamı var,diye söze başladı.Cenabı Hakkın ismi celalini duyunca tazimle ayağa kalktı.Elinin içinde duran Cibrili Emine bakarak;
--Meğer Allahu Tealanın ne küçük mahlukları varmış,dedi.Bu işteki nükteyi anlayan Hz.Cibril gam ve pişmanlık içinde demin ki övünmesinin bu elim mahcubiyete sebep olduğunu anladı:
-- Ya Rabbi!Bin kere tövbe olsun.Estağfirullahhülaziym.Bilmeden bir hata işledim.Bu kulunu af,sen eşsiz padişahın şanındandır.Ben zayıf,sen güçlüsün.Bu zayıf kulunu kapından ayırma ,diye yalvardı.
Rahim olan Hüda,bu niyazı derğahı izzetinde kabul gördü.
Ey kardeş!Bundan ibret al.Bir kul nice büyük hata eylese,içten pişman olup,Affet YA RABBİ derse,bu özrü kabul edilir.Hak Tealaya yakın olur.O günah hayra tebdil olur......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder