Bu Blogda Ara

25 Mayıs 2016 Çarşamba

KİN VE NEFRET,ONBİR KÖTÜ AHLÂKI DA BERABERİNDE GETİRİR!....

     Kin,kalp hastalıklarının onaltıncısıdır.Kin(hıkd) başkasından nefret etmek,kalbinde ona karrşı kin,düşmanlık beslemektir.Kendisine nasihat edene kin beslemek haramdır.Ona kin değil,itaat etmek lâzımdır.O,Allâh Teâlan'nın emrini yerine getirmiştir.Onu sevmek ve hürmet etmek lâzımdır.Zulüm edene karşı nefret duymak haram değildirKinden hâsıl olan kötülükler,onbirdir.HASET,ŞEMÂTET,HİCR,İSTİSGAR(aşagı görmek,aşagılamak)YALAN,GÎBET,SIRRI İFŞA ETMEK,ALAY ETMEK,EZİYET VERMEK,HAKKI ÖDEMEMEK VE MAĞFİRETE MÂNİ  OLMAK.Kin güden kimse,iftira,yalan ve yalancı şâhitlik ve gîbet ve sır ifşa etmek ve haksız olarak incitmek,hakkını yemek ve ziyareti kesmek gibi günahlara yakalanır.Hâdisi şerifte,Üç şey bulunmayan kimsenin bütün günahlarının af ve mağfiret olunması umulur:Şirke,küfre yakalanmadan ölmek,sihir yapmamak ve din kardeşine hıkd(kin) etmemek,buyuruluyor.Şimdi kinin meydana getirdiği hastalıklara bakalım.
     HASET:Kötü huyların onbeşincisidirHaset,kıskanmak,çekememektir.Allâh Teâla'nın ihsan ettiği nimetin ondan çıkmasını istemektir.Faydalı olmayan,zararlı olan birşeyin ondan ayrılmasını istemek,haset olmaz,GAYRET olur.Malını haramda,zulümde,islâmiyeti yıkmakta,bidatleri ve günahları yaymakta kullananın malının yok olmasını istemek haset olmaz,din gayreti olur.Bir kimsenin kalbinde haset bulunur,kendisi buna üzülürse günah sayılmaz.Ama buna üzülmezse günah olur,bunu söz ve hareketleriyle belli ederse günahı daha çok olur.
     ŞEMÂTET:Başkasına gelen belâya,zarara sevinmektir.Hâdisi şerifte;Din kardeşinize şemâtet etmeyiniz.Şemâtet ederseniz,Allâh Teâla belâyı ondan alır size verir,buyuruluyor.
        HİCR:Dostluğu bırakmak,dargın olmak demektir.Günah işleyene,ona nasihat olması niyetiyle hicr etmek,câizdir,hatta müstehabtır,Allâh Teâla için darılmak olur.Hadisi şerifte;Amellerin,ibadetlerin en kıymetlisi hubbufillâh (Allâh için sevmek)ve buğdufillâhtır(Allâh için sevmemek,dargın olmak)buyuruluyor.Diğerlerini zaten hepimiz biliyoruz,gîbet etmenin insan eti yemek gibi olduğunu ayeti kerime ile haram kılındığı hepimizin mâlumu,ama buna ne kadar uyuyoruz gerçekten çok düşünmek lâzım.İçki içeni,zina edeni ayıplarızda gîbet etme günahını çok hafife alıyoruz.Sadece kin duymak bile beraberinde onbir kötü ahlâkı getiriyor,tabi bu da çuvallar dolusu günahı da.Amel defterimizi nasıl dolduracağımızda bize kalmış...

,buyuruluyor. 

18 Mayıs 2016 Çarşamba

DUA GERÇEKTEN İBADETTİR.İSPATI OLAN HADİSİ ŞERİF....





Ebu Sa'îd(Radıyallâhu anh)dan rivâyet edildiğine göre,Rasûlullah(Sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
       "Müslüman bir kul,bir günah veya akrabasıyla arayı açmak(gibi şeriata uymayan şeyler) şeyler istemedikçe,kendisine şu üç şeyin biri verilmeden duâsı asla geri çevrilmez.
       Ya duâ ettiği şey kabûl edil(ip dünyada kendisine veril)ir veya
       âhirette kendisi için o (duânın sevabı)  saklanır yahut da
       duâsı kadar bir kötülük ondan uzaklaştırılır.(imam Ahmed,Müsned: 3/18)
Abdullah ibni Mes'ud(Radıyallâhu anh) dan rivâyet edilen bir hadîsi şerifte de,Efendimiz (Sallallâhu aleyhi ve sellem):
       "Mallarınızı zekâtla koruyun,hastalarınızı sadaka ile tedavi edin,belâya karşı da duâ hazırlayın“buyurdu.(Taberâni Mu'cemul Kebîr 10/157)
       Her kim sıkıntılı ve zor zamanlarında duâlarının kabul edilmesini isterse,rahat zamanında çok duâ yapsın.(Tirmizî,Deavât no:3382)

1 Mayıs 2016 Pazar

İKİ ŞEYİ BİL FAKAT İKİ ŞEYİ ARAŞTIRMA.....

      ALLÂH TEÂLA'NIN MÛSÂ ALEYHİSSELÂM'A  NASİHATLARI
İki şeyi bil fakat iki şeyi araştırma,onları bilemezsin.Bileceklerinin birincisi,benim tek olduğumdur,fakat keyfiyyetimden sorma,keyfiyyetim ve şeklim yoktur.Bileceklerinin ikincisi de benim herkesin rızkını verici olduğumdur.Fakat nereden verdiğimi araştırma bilemezsin,ummadığın yerden veririm.Ey Mûsâ,zalimlere yaklaşma,dünyaya dalanları sevme,onlardan uzaklaş,hasta olsalarda hâtırlarını sorma ve hatta cenâzelerine bile gitme,zira onlar benim düşmanlarımdır.Düşmanım ile dostluk edenler de düşmanım olurlar.....
Mûsâ Aleyhisselâm:
--Ya Rab,bana öyle bir ibâdet öğret ki,onu işlediğim zaman benden razı olasın.Seni razı edecek bir amele irşâd eyle,dedi.
Allâh Teâlâ:
--Benim kaza ve mukadderâtıma rıza gösterirsen ben de senden râzı olurum yani BENİM RIZAM SENİN RIZANA BAĞLIDIR;SEN BENDEN RAZI İSEN,BEN DE SENDEN RÂZIYIM,buyurdu.
  Nakledildiğine göre,Allâh Teâla,Hz.Mûsâ'ya:
--Kerem ve rızâmın seninle olmasını ister misin? buyurdu.Mûsâ Aleyhisselâm:
--Elbette isterim,ya Rab,dedi.Allâh teâla:
--Âhirzaman peygamberi Muhammed Mustafa Aleyhisselâmı çok an ve ona salâvat getir,buyurdu.Yine Allâh Teâla buyurdu ki:
    Yoksula karşı böbürlenenler,kıyâmet günü karıncalar gibi ayak altlarında kalırlar.Yoksula iyilikte bulunanı dünya ve âhirette yükseltirim.Bir yoksulun bir kusurunu teşhir edenin yetmiş kusurunu açıklarım.Yoksulu hor gören,benimle savaş etmiş gibidir.....                                                                                    

Kaynak:Envârul Âşıkın-Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan